Özgeçmiş
Prof. Dr Belma Tuğrul, 1960 yılında Istanbul’da doğmuştur. 1983 yılında Hacettepe Üniversitesi’nde Çocuk Gelişimi ve Eğitimi okumuştur. 5000 den fazla 3- 6 yaş çocuğunun öğretmenliğini yapmıştır. Halen Istanbul Aydın Üniversitesi Eğitim Fakültesi Okulöncesi Eğitim Anabilim Dalında öğretim üyesi olarak çalışmakta ve Kuzey Kıbrıs’ta Uluslararası Final Üniversitesi’nde de dersler vermektedir. Dünya Oyun Birliği (IPA- International Play Association) üyesi ve bu birliğin Türkiye temsilcisidir. Global düzeyde dünya da kutlanmakta olan okul dışarıda günü Outdoor Classroom Day’in Türkiye temsilcisidir. Ondan fazla ulusal ve uluslararası meslek birliğine ve sivil toplum kuruluşuna üye ve bilim kurulu üyesidir. Milli Eğitim Bakanlığı Okulöncesi Eğitimi programlarının geliştirilmesinde alan uzmanı olarak çalıştı. Milli Eğitim Bakanlığı, TÜBİTAK, UNICEF, Kalkınma Ajansları, Avrupa Birliği, Üniversitelerin Bilimsel Araştırma Projeleri BAP gibi 20 den fazla projede danışmanlık, yürütücülük, koordinatörlük, asistanlık yapmıştır. Çocuklara ve ailelere yönelik çocuk kitapları ve uygulama kitapları da bulunmaktadır. Çocuklar için eğitsel materyaller tasarlamaktadır. Televizyon programları için içerik ve senaryolar yazmıştır. Çocuklarla oyun, yaratıcılık, çocuklarla felsefe, matematik ve erken çocuklukta alternatif eğitim modelleri üzerinde çalışmaktadır. Çocukların oyun hakkı savunucusu olarak tanınmaktadır.
Konu Özeti
Sözcüklerin bizde çağrıştırdığı anlamlar, ön yaşantılarımıza, bilgilerimize ve beklentilerimize bağlı olarak farklılaşır. Misal; ‘Başka’ sözcüğünün farklı kişilerde çağrıştırdığı duygu ve düşüncelerin öyküsünü öğrenmek heyecan verici olmalı. Yaratıcılık, farklı bakış açısı, yenilenme isteği, yetersizlik, değişime duyulan ilgi, merak, uyum sağlama çabası, problem çözme, girişimcilik, etki yaratma alanı, güncelleme, eleştirel düşünme, duyarlılık, memnuniyetsizlik hali ve dahası… Ben ise, tüm bu çağrışımların dışında başka sözcüğünün olasılıkların varlığına bir referans olduğunu düşünenlerdenim. İçinde bulunduğumuz zamanın ilgi, gereksinim ve gelişmelerine uyum sağlayabilmek için eğitim dünyasının çok farklı alanlarda ve boyutlarda dönüşüm arayışında olduğunu görmekteyiz. Eğitimde dönüşüm fikri üzerinde düşünüp, çalışıp üretirken, yeni neslin öğrenme gereksinimlerini karşılayabilmek için acaba başka okullara, başka eğitim programlarına, başka derslere, başka öğretmenlere, başka yöntemlere mi gereksinim var yoksa başka şeylere mi? Sürecin öznesi, en önemli aktörü olan çocukların eğitimde dönüşüm süreci sırasındaki hakları, ilgileri ve gereksinimlerine karşı duyarlılıklarımız ve sorumluluklarımız nelerdir?