22. Geleneksel Antalya Eğitim Sempozyumu “EĞİTİME BÜTÜNSEL YAKLAŞIM VE YAPAY ZEKA” temasıyla 30 Ocak – 2 Şubat 2024 tarihlerinde Antalya Kaya Palazzo Otel’de gerçekleştirilecektir.
Otel rezervasyonlarının zamanında ve sağlıklı yapılabilmesi için, Sempozyuma katılmak isteyen kurucu, kurucu temsilcisi, okul yöneticisi, öğretmen ve diğer katılımcıların http://antalya.tozok.org.tr adresinden başvuruda bulunmaları rica olunur.
İnsan hayatı için eğitim en merkezi öneme sahip konuların başında geliyor. Eğitim bilimleri ile ilgilenen insanlar çoğu zaman “nasıl öğreteceğimiz” üzerine o kadar çok odaklanıyorlar ki adeta “ne öğretmemiz gerektiği” konusu tamamen tartışma dışı kalabiliyor. Günümüz dünyasının dijital iskeletinin gerektirdiği becerileri tartışmak yerine modası geçmiş bilgi ve yetkinlikleri nasıl daha kalıcı öğretebileceğimizi konuşmak zorunda kalıyoruz. Bu verimsiz alışkanlık, insanın gerçek ihtiyaçlarının ne olduğu sorusunu sorma alışkanlığımızın olmamasından kaynaklanıyor. Evrimsel nöropsikoloji alanından bakıldığında eğitimler ilgili ihtiyaçlarımız bambaşka bir resim ortaya koyabiliyor. Ben bu sunumumda katılımcılarla “bilinçli insan” dediğimiz zihinsel vasatın nasıl oluşturulabileceğini, bu vasatı önemsemediğimiz taktirde bu ihmalin nelere mal olduğunu tartışmayı amaçlıyorum. Ana mesajım, “eğitim esas işlevinin farkındalık verebilmek olduğu” mesajıdır. Eğer biz insanlarımızı ve kendimizi bilinçli farkındalıkla donatabilirsek, dünyadaki sorunların birçoğunun çözümüne kendiliğinden ve kökten bir katkı da sağlamış olacağız. Zira dünyanın günümüzdeki belki de en önde gelen sorunu, seçimlerini bilinçli yapabilen insanların sayısının azlığıdır.
Yaşam, en yetkin ve esas öğretmendir.
Bu en bilge
öğretmene başlangıçta “Beyin nedir ve nasıl düşünüyor?” sorusunu yönelttim.
Beyin cerrahisi, bu sorunun peşinde her gün yeni şeyler öğrendiğim, elimle “var
olan en güzel şeye” dokunabilme onurunu ve onu değiştirme sorumluluğunu
yaşadığım bir hayat yolculuğu sundu. Bu serüven her gün yeni soru ve cevaplarla
en kıymet verdiğim cerrah kimliğimdeki yaşam biçemimde sürüyor.
İlk soru
zaman içinde “Beyin nasıl zihin üretiyor’a dönüştü. Bilim insanı olarak
dünyamın gelişmesiyle ve beyin-bilimin de en hızla gelişen, hatta bilim
dünyasının “buzkıran gemisi” olma sürecinin sonucunda bu alanda elde edilen
“devrimsel” nitelikteki bilgi yapısı bizlere, sadece beyni değil yaşamı da daha
iyi anlamak için yeni bir bilimsel yöntem ve kavramsal ağ ufkunu açtı. Bu yeni
bilim yöntemi, önce nörobilimciler, sonra bağlantısallık yöntemini kendi
disiplinlerine uygulayan diğer alanlardaki bilim insanlarına, adeta renk körü
olduğu tesadüfen saptanan kişinin renk körlüğü düzelten gözlüğü taktığı anki
hisleri yaşattı; artık e “mavi” eski “mavi”, ne de “kırmızı” bildiği yeni
gördüğü “kırmızı”ydı.
Yola
çıktığımızda en yetkin bilgi işleme sisteminin insan beyni olduğunu
düşünüyorduk, şimdi anlamaktayız ki en yetkin bilgi işleme sistemi yaşamın
kendisi. Yeni bir bilimsel yöntem olarak bağlantısallık ve bu bilimsel anlayış
dönüşümünün sonucunda insanlığın karşısında bir yaşam biçimi seçeneği olarak
ortaya çıkan yaşamdaşlık bu konuşmanın konusu.
Vinov Kampüs ile eğitim ödemelerinde yeni bir dönem başlıyor!
Eğitim sektörünün hız, garanti ve
dijitalleşme ihtiyacına yönelik hazırladığımız Vinov Kampüs ile piyasadaki
mevcut okul tahsilat ürünlerindeki garanti özelliği Vinov ile tüm alacakları
kapsayacak şekilde artırılmıştır. Vinov Kampüs ile anlaşma yapılan özel
okullar, tahsilat kurgusu için tasarladığımız “Vinov İş Yeri Portalı” üzerinden
ya da API’larımız aracılığıyla kendi ERP sistemlerinden okul tahsilatlarını
yönetebilecektir. Veliler ise okul ücretlerini, Bankamızca tahsis edilecek
özel Vinov limitiyle tümüyle dijital ortamda, evrak ve diğer prosedürlere gerek
kalmadan hızlı, güvenilir ve teknolojik bir süreçte gerçekleştirebilecektir.
Vinov Kampüs ile tahsilat yapan özel okullar eşit ve esnek ödeme planları ile
7/24 ileri vadeli tahsilat kaydı oluşturabilecek , ileri vadeli tahsilatlarını
kısmen ya da tamamen erken ödeme ile alabilecek ya da kendi ödemelerinde
kullanmak üzere kısmen ya da tamamen 3. kişilere devrederek alacak ve
ödemelerde vade uyumsuzluğunu giderebilecektir. Diğer taraftan kağıt üzerinden
gerçekleştirilen işlemler tümüyle dijitalleştiği için operasyonel maliyetler de
azalacaktır.
Kısaca özetlediğimiz Vinov Kampüs
ile Vinov Nedir? Vinov Kampüs Nedir? Vinov Kampüs ile okul tahsilatı
nasıl yapılır? Vinov Kampüsün okula ve veliye sağladığı avantajlar
nelerdir? sorularının yanıtlarını arayacağız.
Dünyadan ve Türkiye’den örneklerle geleceği biçimlendiren
kurum ve kişilerle ilgili somut örnekler. Aynı zamanda eğitimi etkileyen beş
ayrı faktörle ilgili bir teori yer alacak.
Herkesten önce gören kurumların, ülkelerin, şirketlerin, eğitim
sistemlerinin üçer temel özelliği de sunumda yer alacak. Sunum esnasında 30’u
aşkın somut gelişim ve ilerleme örneği yer alacak.
Bilgi isteği , Hayal Destekçiliği, Yetenek Avcısı, Ar-Ge
Temelli, Doğru Proje Yönetimi, Sistem, Hoşgörü, Saygı, Etik, Bilim, Kültür,
Hukuk, Yaratıcı Düşünce, Farklı Bakış Açısı, Bilge Cesareti
Uzayın derinliklerinde dünya dışı yaşam arayışı ve uzayın geniş alanlarını keşfetme, birçok farklı kapıyı aralayan heyecan verici bir deneyim sunar. Evrenin bilinmezleriyle insanların bilimsel merakını ve keşif tutkusunu nasıl artırabileceğimizi düşüneceğiz. Uzay çalışmaları disiplinlerarası bir alan olup roketler, uydular ve uzaydaki astronotların yaşamlarını iyileştirmek için uzay tıbbı gibi birçok farklı alanda mekanik, elektronik ve bilgisayar gibi konuları içerir. Uzay hukuku, uzay işletmesi ve ekonomisi gibi geleceğin konularını da kapsar. Bu alanlarda çalışacak insanların bu heyecan verici sektörlere nasıl girebileceğini ele alacağım. Dünya dışı yaşam araştırmalarının, teknolojik ilerlemelerin ve uzayın insan yaşamına olan etkilerinin izini sürerek, eğlenceli ve etkileyici yöntemlerle geniş kitlelere bu heyecanı aktarmanın ve bilimsel merakı tetiklemenin yaratıcı yollarını göstereceğim.
Yapay zeka (AI) nedir?
ChatGPT, Bard vb.. Nedir?
AI'nın eğitimdeki potansiyel faydaları
Eğiticilerin AI’yı nasıl benimsemesi gerektiği
Yöneticilerin AI'yı nasıl benimsemesi gerektiği
Eğitim Kurumu Gözüyle; AI konusunda Nasıl Konumlanabilir ve İlerleyebilirim?
Yapay zekanın, içerikteki belirtilen konularla ilgili örnek Kullanım Senaryoları
Bu konu başlıkları, sunumunuzun kapsamını ve yönünü belirlemenize yardımcı olacaktır.
Son yüzyılda global bir paradigma değişimine yol açabilecek en önemli yenilik yapay zeka. Fakat halihazırda elimizde rengarenk oyuncaklarla oynayan bir çocuktan fazlası mevcut değil. Ümit vaat eden bu dahi çocuğun, gelişimi elbette bizlere bağlı. Ergenliğinden erişkinliğine kadar birçok problemle karşılaşacağımız şimdiden belli olan bu süreçte, çocuğun geleceğini hemen bugün planlamamak, büyük sıkıntılara gebe olabilir. Yapay zekanın enformasyonla beslendiği sinir uçları, internetin kara dehlizlerine bağlıyken, sorumlu bir yapay zeka geliştirmek, acaba biz ebeveynler tarafından varoluşsal bir krize dönüşebilir mi yoksa insan zihninin yerini asla tutamayacak bir yazılım, bir noktadan sonra yatay bir gelişime mi evrilecek?
İnsanoğlu 200 bin yıllık tarihinde istek ve ihtiyaçları doğrultusunda
sayısız keşiflerde bulunmuş, icatlar yapmış ve hep daha fazlasını istemiştir.
Bu keşfetme ve daha fazlasını isteme güdüsü insanlık tarihi boyunca sürecek ve
daima yeni gelişmeleri tetikleyecektir.
Beyninin sınırlarını henüz keşfedemediğimiz insanoğlu kendi sınırlarını
zorladıkça bilimin gelişimine katkıda bulunacak; bilimdeki bu ilerleme ise
dünyanın değişiminin en büyük itici gücü olmaya devam edecektir.
Dünyanın değişimine ayak uydurabilmenin ötesinde, bu değişimin
tetikleyicisi olacak nitelikte nitelikli insan kaynaklarını yetiştirmekle
mükellef olanlar ise şüphesiz ki eğitimcilerdir. Bilginin ve bilimin gücünü
özümsemiş, soran, sorgulayan, sorun çözen, daha da önemlisi sorunları
öngörebilen ve henüz oluşmadan ona çözümler üreten insan kaynaklarını
yetiştirmek her birimize düşen ödev ve sorumluluktur.
Yeni nesillerimizi kendilerini keşfetmeye, farklılıklarını ortaya
koymaya, sınırlarını zorlamaya, bunun için hayaller kurup hedefler koymaya, bu
hayallere ve hedeflere ulaşmak için çok çalışmaya, zorluklar karşısında
yılmamaya ve asla vazgeçmemeye teşvik etmektir. Çünkü her bir gencimiz dünyayı
değiştirme potansiyeline sahiptir.
1950'lerde başlayan yapay zekan yolculuğunda asıl büyük
hareketlilik 30 Kasım 2022’de OpenAI’ın tanıttığı ChatGPT ile geldi. ChatGPT,
lansmanından sadece beş gün sonra bir milyon kullanıcıya ulaşarak bir rekor
kırdı ve beraberinde birçok tartışma yaşanmaya başladı. Son bir yıldır başta
eğitim olmak üzere birçok sektörde devrim yaratan yapay zeka teknolojisi hep gündemde
oldu. Öğrencilerin öğrenme ve çalışma biçiminde devrim yaratan yenilikçi bir
teknoloji olan ChatGPT ve benzer yapılar öğrencilere kişiselleştirilmiş destek
ve rehberlik sağlayarak, akademik performansı artırmaya ve eğitimi her
zamankinden daha erişilebilir hale getirmeye yardımcı olsa da dünyada birçok
eğitim kurumu tarafından yasaklandı. İşte tam bu noktada eğitimde bu
dönüştürücü teknoloji olan yapay zekayı; anlamak, öğrenmeyi kolaylaştırmak ve
teşvik edici bir araç olarak kullanmak için nelerin yapılabileceği eğitim
sektörünün bilinçli kurumlarında, kişilerinde gündem oldu. Yapay Zekada yaşanan
bütün bu gelişmelerin yükseköğretime etkisi, yapay zeka entegrasyonunun etik,
pratik ve pedagojik sonuçları, politika yapıcılar ve öğrenciler için dikkat
çekici detaylar bu konuşmada ele alınacaktır.
Bir yıl kadar önce hayatımıza giren üretici yapay zekalarla insanlığın en büyük kabusu gerçek oldu: “Makine (yapay zeka) toplumun bazı kesimlerini geçti”. Üretme rolümüze ortak oldu. Makinenin bu “üretme” hali, yerimizi sarsarken, korkularımızı tetikledi, heyecanımızı alevlendirdi. Karışık duygular yaşıyoruz, bizden daha zeki bir “şeyin” adımlarını daha net duyar olduk. Peki insana ne kaldı, duygularımız mı? Sentetik duygular üretebilen, insan duygularını insandan daha iyi tespit eden, travmalarımızı açığa çıkaran, benliğimize dair keşfetmediklerimizi bize gösteren bir makine karşısında bu sorunun cevabından emin miyiz? TurboGPT, eski GPT’lerin ötesinde bir başarımla geldi, örneğin 1000 küsür sayfalık hukuki düzenlemeleri anında okuyup, özetleyip, yönlendirme yapabiliyor… Şarkı sözü yazan, besteleyen, klibini de hazırlayan GPTlerin dünyasında insan nasıl hayatta kalacak? Ateşin icadı milattı, muhtemelen o zamana kadar geçerli becerin ve yeteneklerin bazılarını yok etti. Muhtemelen insan ateşten nasıl faydalanacağını öğrenene kadar, birkaç kez yandı, zarar verdi, yaktı, ama buldu… Aynı hikaye elektriğin icadında da geçerli… İnsanlığın yeni çocuğu yapay zeka da tıpkı ateş gibi, elektrik gibi bazı şeyleri sıfırlayacak, yenileyecek ve bizi aşacak… Çocuklar da ebeveynlerini aşmaz mı? "Ateşin İcadı - GPT, Yakacak mıyız? Yanacak mıyız?" başlıklı konuşmada yeni dünyayı ve bu dünyanın yeni yeteneklerini keşfediyor olacaksınız.
#BBD0E0 »Bilgi teknolojiyi geliştirdi ve teknoloji de bilgiyi. Bu çağda pek çok başarı elde ettik, en önemlisi kuşkusuz yapay zekâ oldu. Yapa Zekanın nasıl evrileceği ve bizim hayatımızı nasıl etkileyeceğin anlamamız için, eleştirel düşünme becerisine daha çok ihtiyacımız var. Teknoloji ilerledikçe daha çok hayatımıza girdikçe daha çok etik sorgulamalar zorunlu oluyor. Teknolojinin gelişmesi ve kullanılması sırasındaki etik ölçüler titizlikle ele alınmalıdır. Yapay Zekâ yıllarca bekleyen pek çok sorunu çözebilecek güçtedir. Bu çağının gerekliliği, başta düşünen insan olabilmektir. Yapay zekayı etik sınırları koruyarak kullanmamız mümkündür ve bunun yolu daha nitelikli düşünme becerilerine bağlıdır.
İnsanın evrimi 2,5 milyon yıllık bir serüven. Hem hayatta kalma refleksi hem de kendini gerçekleştirme güdüsü için öğrenme insanın sahip olduğu en önemli yeti. İnsanın öğrenme serüveni evrim boyunca önemli değişiklikler göstermiş olsa da son 300 bin yıldır varlığını sürdüren Homo Sapiens şimdi yeni bir farklılaşma ile yüz yüze. Yapay Zekâ ile birlikte insanın öğrenme alışkanlığının nasıl değişeceği ve bunun eğitim sisteminde yaratacağı etki hepimizin cevap aradığı önemli bir soru. İnsanın evrimsel gelişimi aslında bu sorunun cevabı için yeterli ipuçlarını barındırmaktadır. Yapay Zekâ ile birlikte yeni alışkanlıklar kazanacağımız ve eğitim sisteminin bundan radikal şekilde etkileneceğini söylemek pek de zor değil. Buna rağmen insanın 2,5 milyon yıllık evrimsel gelişiminden elde ettiği bazı kazanımlarını koruyacağı da göz ardı edilemeyecek bir gerçek. Yapay ve Doğal arasındaki sınırın anlaşılması ise bu hızlı değişimdeki başarımızı belirlemede temel etken olacaktır.
Küreselleşen dünyada sınırların ortadan kalkması, eğitim alanında bireyleri çeşitli arayışlara yöneltmektedir. Gelişen teknoloji sayesinde öğrenciler, eğitim alternatiflerini araştırma ve kendi ihtiyaçlarına en uygun olanı seçme konusunda daha fazla olanak bulmuşlardır. Ancak, bu değişim ve gelişmeler, öğrencilerin ihtiyaçlarını belirleme, farklı bir ülkede yükseköğrenim görmeye psikolojik olarak hazırlanma ve gerekli donanımı edinme konularında, insan dokunuşu kadar etkili olamamaktadır. Bu durum, okullarda yurtdışı eğitim danışmanlarına olan ihtiyacı her geçen gün artırmaktadır.
Bu oturuma, saygıdeğer yurtdışı eğitim danışmanları Sayın Irmak Otraç, Sayın Güniz Gücükoğlu ve Sayın Selin Kartal ile her öğrencinin yurtdışında üniversite eğitimine hazır olup olmadığı, okullardaki yurtdışı eğitim danışmanlarının öğrencilere ve velilere nasıl yardımcı olması, hangi hizmetleri sunması ve nasıl yönlendirmelerde bulunması gerektiği gibi sorularla başlayacağız. Holistik eğitimin öğrencilere kazandırdığı vizyon ve bunun yurtdışında kabul ve eğitimdeki önemi, katılımcı yurtdışı danışmanlarımızın düşünceleri ve deneyimleri üzerinden değerlendirilecektir. Ayrıca, son yıllarda hayatımıza giren yapay zekanın, öğrencilerin akademik, sosyal ve psikolojik gelişimini başvuru sürecinde yakından takip eden yurtdışı danışmanlığını nasıl etkilediği, özellikle etik açıdan değerlendirilecektir.
Oturumun sonunda, değerli yurtdışı danışmanlarımız, katılımcılardan gelen soruları yanıtlayacak ve bilgi paylaşımında bulunacaklardır.
Uluslararası Programlar uygulayan okulların sayıları ülkemizde ve dünyada hızla artmaktadır. Bu sunumda, Uluslararası Programları okulların neden ve nasıl uyguladıklarını, öğrenciye, topluma, velilere ve okullara ne gibi avantajlar sağladıkları üzerinde durulacağız. Uluslararası programlardan mezun olan ve şu anda devam eden öğrencilerin kazandıkları özellikleri ve avantajlarını kendilerinden duyabileceğiz. Bu programların Uluslararası bilincin ve küresel vatandaşlığın oluşmasındaki katkıları inceleyeceğiz.
PISA 2022 sonuçları 5 Aralık 2023
tarihinde açıklandı. Yine tartışmalar, ülkemizin bu sınava katılan ülkeler
arasında kaçıncı olduğu konusunun ötesine geçemedi. Hâlbuki PISA bizlere ülke
olarak kaçıncı olduğumuzdan ziyade eğitim sistemimizin eksikliklerini ve iyi
yönlerini değerlendirebilmemiz için büyük bir fırsattır. Örneğin PISA, farklı
sosyoekonomik seviyelerdeki öğrencileri, farklı okul türlerindeki öğrencileri,
özel-devlet okullarındaki öğrencileri, üst-alt performans grubundaki
öğrencileri karşılaştırmak için önemli bir veri seti sunar. Bu verilerin
analiziyle, karşılaştırma gruplarındaki öğrenci, sınıf ortamı, okul iklimi ve
eğitim sistemi ile ilişkili değişkenlerin, öğrencilerin matematik, fen ve okuma
okuryazarlık seviyeleriyle olan ilişkileri değerlendirilebilir. Bu seminerde,
PISA 2022’de, Türkiye’de bulunan özel okulların gösterdiği farklı eğilimleri ve
bu eğilimlerin matematik, fen, okuma konu alanlarındaki öğrenci performansı ile
ilişkileri sunulacak. Türkiye’deki özel okulların PISA 2022’de ortaya koyduğu
sürpriz ve ilginç sonuçlar tartışılarak şu sorunun cevabı bulunmaya çalışılacak
“Özel Okullar PISA 2022’de Ne Yaptı?”.
Sınıfımızda kaynaştırma düzenlemesine yerleştirilmiş, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, gelişimsel yetersizliği, öğrenme güçlüğü, serebral palsi, ampute, üstün zekalı ya da otizm spektrumundan etkilenmiş öğrencilere sahip olabiliriz. Eğitimciler olarak tipik gelişim gösteren çocuklarımızın yanı sıra özel gereksinimi olan öğrencilerimizin de amaçlarını gerçekleştirme sorumluluğunu taşıyoruz. Öte yandan bu konuda bize sağlanan destekte oldukça sınırlı. Ek olarak farklı yetersizlik alanlarındaki öğrencilerin farklı gereksinimleri olmasının yanı sıra olağan gelişim gösteren öğrenciler de olduğu gibi yönetilmesi gereken davranışsal güçlükleri de bulunabiliyor. Bu öğrencilerimizi de içine alan olumlu sınıf atmosferini nasıl sağlayabiliriz? Daha nitelikli eğitim alabilmeleri için ne tür düzenlemeler yapabiliriz? Kaynaştırma eğitimine bütünsel yaklaşabilmek ve tüm çocukları kapsayıcı olabilmek için sahip olmamız gereken stratejiler nelerdir? Hep birlikte kaynaştırma eğitimine bütünsel yaklaşımın ilkelerini ele alacak ve sorulara cevap bulacağımız bir içerikle buluşacağız. Hiçbir çocuğu geri de bırakmamak için kapsayıcılık, bütünsellik stratejilerine ve yararlanabileceğimiz kaynaklara değineceğiz.
Eğitim uzun süren ve hep devam eden bir yolculuk. Bu kişisel serüvenin içinde oyunla başlayıp oyunla biten zaman zaman bilgi alıp zaman zaman bilgileri tecrübe ettiğimiz bir tiyatro sahnesindeyiz aslında. Bugün, eğitim sahnesindeki büyük dönüşümün anahtar oyuncularından biri olan yapay zekanın rolünü keşfedeceğiz. "Zekaların Savaşı" adlı bu seminerde, 1.Perde geleneksel eğitim anlayışını, yenilikçi teknolojik çözümlerle birleştiren bir bütünsel yaklaşımı sahne sanatı teknikleri ve drama oyunlarıyla ele alacağız. Ancak 2.perde de ise yapay zekanın yetersiz kalacağını düşündüğümüz bir gerçekliğe döneceğiz. Öğrenci ihtiyaçlarını anlamak, öğretmenlerin etkinliğini artırmak ve değerli geri bildirimlerle öğrenme sürecini zenginleştirmek için bu teknolojilerin ötesinde gerçekten gereken ne, onu inceliyor olacağız. Farklı bir öğrenme deneyimi için yapay zekanın eğitim sahnesindeki rolünü yada daha da doğrusu hayat sahnesindeki gerçekliğini keşfetmeye hazır mısınız? Sizleri bu heyecan verici yolculuğa davet ediyoruz.
Birbirinden ayrılmaz iki kavram:
dil ve kültür. Bir kâğıdın iki yüzü gibi değerlendirilen bu iki olgunun
öğretimi/edinimi de elbette bütünsel bir süreç olacaktır. Anadilinden farklı
bir dili parkta, sokakta, yani doğal ortamında edinen bir çocuk da; aynı dili
yabancı dil olarak oluşturulmuş bir ortamda, yani sınıf ortamında öğrenen bir
öğrenci de bütünsel bir sürecin öznesi olurlar. Yabancı dil öğretim yöntemleri,
ölü dillerin öğretiminden esinlenen geleneksel yöntemden başlayarak günümüzde
yaygın olarak kullanılan eylem odaklı yaklaşıma kadar “kültür” öğretimini hep
dil öğretiminin ayrılmaz bir parçası olarak görmüştür. Geleneksel yöntem
edebiyat ve güzel sanatları kapsayan bir kültür öğretimini benimserken;
günümüzde öğretilen kültür “paylaşılan kültür” ağırlıklı olmaktadır.
Farklı kültürlerle tanışmanın en
etkili anahtarı olan dil öğrenimi aynı zamanda dünya barışı için de aynı
anahtar rolü oynamaktadır. Küçük yaşta kendi dünyasından farklı dünyalar
olduğunun farkına varmak; farklılığın normal olduğunu anlamak; bunu bir
zenginlik olarak yaşamak ve yaşatmak geleceğin inşasına barışın temel taşlarını
döşemenin en kısa yoludur.
İnsan kültür
yaratılabilen tek canlı türüdür. Kültürü yaratan insandır ancak bu süreçte
insanın yaratıcı ortağı çevredir. İnsan çevresiyle etkileşerek, içinde
bulunduğu doğal ortama ve iklime uygun davranarak, yaşamasını sağlayacak
kaynakları kullanarak adına kültür dediğimiz bir yaşam programı yaratır. Farklı
coğrafyalarda ve farklı iklimlerde yaşayan, farklı kaynaklara sahip olan insan
toplulukları yaşam programı dediğimiz farklı kültürler yaratır. Farklı iklim
bölgelerinin, farklı coğrafi yapıların ve farklı kaynakların bulunduğu bir
dünyada kültürel farklılık kaçınılmazdır. Bunun için her toplumun kültürü
doğaldır, kendine özgüdür ve önemlidir. Her kültür insana özgü sorunların
çözümü için geliştirilen çözümleri içerir. Bir başka deyişle, her kültür insana
özgü sorunlar için farklı bir çözüm önerir. Her kültürünü kendine özgü bir
dili, müziği, mutfağı ve eğitimi vardır. Kültürler arası etkileşim toplumsal
gelişimi başlatır, hızlandırır ve karşılıklı olarak yararlıdır. Kültürel
farklılıkların doğal olduğunu ve kusur olmadığını anlamak için kültürlerin
nasıl yaratıldığını, niye farklı olduğunu ve nasıl değiştiğini anlamak gerekir.
Daha önce kompleks matematiksel modeller ve pahalı bilişim alt yapılarının ardında saklı kalan yapay zeka yeteneklerini gündelik yaşamımıza taşımak mümkün hale geldi. Artık modellerin odağında “içerik” üretmek var. Uygulama alanları neredeyse sınırsız. İçerik odağında hareket edilen bu yeni durumda eğitim bilimlerinin ve sahadaki eğitim pratiklerinin bu dönüşümden etkilenmesi kaçınılmaz. Bu atölyede ilk olarak, yeni nesil yapay zeka teknolojilerinin eğitsel pratikler açısından sağladığı yeni yetenekleri deneyimleyecek, katkılarını ve sınırlılıklarını keşfedeceğiz. Daha sonra ise bu yeni araç setinin pedagojik açıdan yaratacağı etkileri ve bilinçli kullanım kültürü geliştirmek için neler yapılabileceğini konuşacağız. Bilgiye erişme, içerik üretme ve düşüncemizi organize etme alışkanlıklarımızı kökten değiştirme potansiyeli olan bu yeni teknoloji dalgası bizi nereye götürecek? Yakın gelecekte eğitim sistemleri için bir “STUDY 2.0 | TEACH 2.0” sürümüne mi geçeceğiz yoksa bu bilinmezliği yeni kurallar ve kısıtlar koyarak düzene kavuşturmak mümkün mü? Bu sorulara yanıt ararken yapay zekanın güncel gücünü birlikte keşif etmek isteyen tüm eğitim paydaşlarını bekliyoruz.